24 Kasım 2011 Perşembe

ÜNİVERSİTE YILLARI

Henüz İlkokulun 1. sınıfıydı, okumaktan soğudum
nasıl okudum dersen kazayla oldu
ama meraklıyımdır 
bu özelliğimin verdiği gazla 4 yıllık fakülteyi 5,5 yılda bitirdim 
bittikten sonra arada kabuslar görürdüm
son bir ders kalmış okulu bitiremiyorum gibisinden
moralim bozuk bir şekilde uyanırdım
az sonra jeton düşerdi
“Lan mezun oldum ya ben” derdim sonra hatırlayıp
nerdeyse diplomayı yatağımın yanına asacaktım 
uyanınca hemen bakıp hatırlayayım diye


üniversiteye gittiğimde boyum kısaydı, sonradan uzadım.
arkada otururdum hep
birgün derste hocaya soru soracam
”yavrum! ayağa kalk ta sor” dedi
zaten ayaktaydım


bazı derslerden nefret ediyordum, kopya çekmiş olabilirim 
ama bazı dersler vardı
sanki doğuştan biliyordum, kopyaya ne hacet
mesela fizikokimya
hocanın çözemezsin dediği soruyu çözdüm sınavda
3 tane kağıt doldu, 2 saat sürdü, ama çözdüm
ama sadece o soruyu çözdüğüm için 20 aldım
tabi kaldım dersten


sınavlarda hesap makinesi önümüzde olurdu
bazısı kitaba da bakabilirsiniz derdi
adamlar soru(n)larından emin


anorganik kimya dersi vardı çok zordu
önceki senelerin öğrencileri şikayetçiydi hep zayıf almaktan
hiç çalışmamışım, o gün saat 10 da sınav var
sabah 6 da bizim inek tabir edilen bir arkadaşın yanına gittim
birkaç birşey gösterdi
sınava girdik ondan yüksek aldım, kahroldu çocuk
o sene nasıl olduysa bizim sınıf çok iyi notlar aldı vizelerden
hoca sınıfa geldi
nasıl bu kadar yüksek notlar alabildiniz? ben size finalde sorarım dedi
aynen dediği gibi oldu, final çok kazık geçti
zor geçtik


organik kimya en sevmediğim dersti
ezbere dayalıydı ve hiç kafam basmıyordu
vizeden nasıl olduysa iyi bir not aldım ama final berbat geçti
hocaya gittim, “hocam ben bu dersi yapamıyorum”
”geçir beni, vizem de iyi zaten” dedim, ”düşünürüm” dedi ve ekledi:
”benim bi pantolonum var şurada, ilerdeki terziye bırakırmısın?”
”hocam az önce sizden not istedim, şimdi bunu yaparsam yalakalık yapmış olacağım,
başka zaman olsa getirirdim ama şimdi olmaz” dedim
sağolsun, o dersi de öyle geçtim


ezberlemekten nefret etmediğim tek şey pi sayısının virgülden sonraki 100 rakamıdır.


laboratuvarlarda çok başarılıydım
çabuk bitiriyordum deneyleri
hocalar bile şaşırıyordu
sonuçları çalıyor musun? deyip te deneyi tekrarlatan bile oldu
baktı harbiden hızlıyım, bir daha yapmadı
sonuçları verince o gün başka ders yoktu, serbesttik yani
doğruca eve ense yapmaya gidiyorduk
neden acele ediyordum sandınız?


bir laboratuvar dersimiz vardı
bize numuneler veriliyordu, içindeki elementleri analiz edip bulmaya çalışıyorduk
bazı deneyler kolaydı
ama katyon 2 deneyi kabus gibiydi
2 elementi bulmuştum ama 3. element kendini göstermeye niyetli değil
kızların bazısı ağlıyor sinirden
ortam gerilmiş, arkadaşın arkadaşa tahammülü kalmamış,
havaya hidrojen sülfürün çürük yumurtaya benzer kokusu yayılmış,
baktım analiz yapa yapa bulamayacam
çekildim kenara bıraktım balonjojeyi, tüpleri 
toto loto
yalnız her yanlış sonuç eksi puan demek, dikkatli atmak lazım
3. denemede tutturdum
sabah 8 den akşam 4 e kadar uğraşmıştım
o gün doğru sonuç verebilen birkaç şanslıdan biriydim
nasıl kaçıyorum okuldan bir görseniz
arkama bile bakmadım, arkadaşlarım geride kalmış umurumda mı
arkadaşlık ta bir yere kadar canım
bazı arkadaşlar 3 hafta uğraştı sonuç vermek için
bazısı okulu bırakmayı bile düşünmüştü


bizim bir matematikçi vardı
taka bir ladası vardı okula başladığımda
kaldığımız derslerden yaz okuluna gidiyorduk 
tabi paralıydı
matematikçi bu sayede kendine yeni bir araba aldı


hüseyin vardı tam 5 yıl aldı matematik dersini gene geçemedi
arabanın yarı hissesi onundu
6. sene hoca değişti başka hoca geldi ancak geçti
o yıl okulu bitirdiği rivayet ediliyor


inek tabir edilen arkadaşlar sınavlara biriki hafta önceden hazırlanırdı
onların birikimlerinden faydalanırdım
bir gün önce gider, kitaplarına, defterlerine, ders notlarına şöyle bir göz atardım
(bu tür alet edavat bulunmazdı bende)
buradan çıkmaz, bu kolay, bunu da yaparım, çalışmaya gerek yok.
genelde kalırdım, 
bazen önüme iyi bilen birileri otururdu geçerdim


bahar ayındayız, öğleden sonra sınav var biz yüzme sezonunu açacağız arkadaşla
sapanca o gün karadeniz misali dalgalı ve buz gibi
arkadaş akıllı, “girmeyeceğim” dedi
”ben girecem” dedim
daldım suya
kenara nasıl çıktım hatırlamıyorum
beynim dondu, bildiklerimi de unuttum
çok kolay bir sınavdan zayıf aldım, hiçbir şey hatırlayamadım sınavda
hocaya anlattım mevzuyu
hocam son sene aman bırakma
geçtik sağolsun


ömer vardı yakışıklıydı ama daha önemli bir özelliği vardı, güzel kopyalar yazardı
inci gibiydi yazısı
hatta kopyalarını sınavdan sonra alt sınıflar gelir alırdı, seneye lazım olur diye
hüseyin de her sınavdan önce fotokopilerini alırdı
çok tembel adamdı bu hüseyin, kopya yazmaya bile üşenirdi
ali vardı, ceket altı yelekler var ya hep ondan giyerdi, 
bunun için biz ona ali dayı derdik.
maho vardı, hep kasardı
da kasmak neydi manası belli değil; her yola çıkıyordu sanırım
kadir, mesut, veysel, numan
filim adamdılar 
hepsi ayrı bir dünyaydı


4 silahşördük biz
jön ömer, peştamallı maho, bendeniz sefil, ali dayı


hepimizin lakabı vardı
benimki de “sefil” idi
kısaca arnold schwardzeneger dedikleri de olurdu


üniversitenin en sevdiğim yanı haftasonu tatilleri ve boş dersleriydi
iple çeker halatla bağlardım ama gene biterdi


evde yemekler hep aynıydı
ilk yıl fazla yumurta yemekten alerji çıktı vücüdumun heryerinde
kızamık oldum sandım
baktım olmayacak
yemek programlarını izlemeye başladım ve işi kaptım
iyi yemek yapardım
en önemli protein kaynağımız tavuk ciğeriydi; ucuzdu
ciğer soteyi en baba ustası kadar iyi yaparım


çok çay içerdik
çaykur ve şeker fabrikaları sayemizde zengin oldu
sabah kahvaltıda, okulda ders aralarında
eve gidince çay, akşam yemeğinden sonra çay, muhabbet uzarsa bir çay daha 
tabi bu arada memleket kurtarırdık bol bol


arada sağ-sol kavgaları çıkardı okulda. 
genelde kız meselesinden
ahmak adamlar


biz fitbolcuyduk, politikayla işimiz yoktu
evde şofbenin tüpü bitince halı sahadan maç alırdık
maça giderken, kese, sabun, şampuan olurdu çantalarımızda
maçı oynar, banyoya geçerdik
tellaklığı burada öğrendim


yatağımın yan tarafındaki duvarda "you are very clever man" yazardı 
kalktığımda bu yazıyla karşılaşmak beni mutlu ederdi


4 lü not sistemi vardı, okulu bitirmek için 2.00 ortalama gerekiyordu
çok başarılı olduğum için olacak
bu ortalamanın çok çok üstünde bir notla, 2.08 le bitirdim okulu


bitirdim de ne oldu, arıyorum o günleri.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.