1 Ocak 2012 Pazar

ÇAĞDAŞLIK KAVRAMI

nedir bu çağdaşlık kavramı?
muasır medeniyetler seviyesine ulaşmak...
hani karşılaşıyoruz bazı tartışmalarda,
sen çağdışısın gericisin,
hayır efendim ben değilim sensin,
hangimiz medeni?
cart curt vs...


çağdaş olmanın kriteri nedir sayın arkadaşım? neye göre belirleniyor?
her çağda, o zamanın aşmış adamları bir araya geliyor da bu çağın en mantıklı yaşam standarları hakkında insanlık adına bir karara varıyor ve bir manifesto yayınlıyorlar;
işte buna uygun bir hayat görüşü belirlemek te çağdaşlık oluyor
var mı böyle birşey?
yok...


ozaman birileri, baya güçlü birileri, çeşitli basın yayın araçlarıyla (daha ideal bir araç biliyorsanız siz söyleyin) size bazı öğretileri dikte ediyor
siz bu öğretilere nekadar uyarsanız okadar çağdaş oluyorsunuz
işte bu var, sayın arkadaşım!


tanım: o halde çağdaşlık birilerinin istediği kriterlere sahip olmaktır.
neden olmasın?


önce batılılaşma ile çağdaşlık kavramının yakınlığına dikkat çekelim


1700 lü yılların avrupasına gidiyoruz
bilimsel düşünceyi hayat görüşü benimsemiş bazı bilim adamları(!) illimünati yani aydınlanmışlar olarak bir gizli yapılanma içine giriyorlar
bunlar kilisenin öğretilerini reddediyorlardı da bilimin ışığında aydınlanıyorlardı
ampulü de bunlar icat etti zaten(!)
sonuçlar:
fransız ihtilali ve avrupada materyalist temelli bir dünya görüşünün hakim olması
milletçilik akımın yayılması
amerikanın kurulması
1. dünya savaşı
Osmanlı imparatorluğunun yıkılması ve kudüsün Osmanlı imparatorluğunun himayesinden çıkması(*)
2. dünya savaşı
israilin kurulması


bilimin ışığında aydınlanmış bu avrupalıların nizamına uymanın adı da çağdaşlık oldu bugün
çağdaşlık batıya has bir kavram değildir
doğuluların batıya uyum sağlama çabaları, yahut batılıların doğuyu yozlaştırmasına çağdaşlık denir
bilimsel öğretinin ışığıyla aydınlanan(!) batılılardan söz ediyoruz


* tabi işin özü müslüman coğrafyanın kudüsü elinde tutmasıdır
1000 yıllık haçlı akınlarının temel hedefi hristiyan ve yahudilerce kutsal sayılan kudüsün müslümanların elinden alınmasıdır.
haçlı ordularını oluşturan çapulcuları zenginlik vaatleriyle kandırmışlardır o işin detayı sadece
1. haçlı seferi oldukça başarılıydı ama sonuçta değişen birşey olmadı(burada büyük bir soru işareti var aslında)
Selahaddin Eyyübi yi de 1. haçlı seferiyle ele geçirilen kudüsün haçlıların elinden tekrar alınmasıyla tanıyoruz
Anadoludaki Müslüman Türk varlığı hep bu haçlı zihniyetin önünde siper oldu bu 1000 yıl boyunca
üstüne Osmanlının agresif bir politikayla batıyı sindirmesi de eklenmelidir
haçlı zihniyeti, amaçlarına dişe diş bir politikayla ulaşamayacağını yüzyıllar sonra anlamıştır
ozaman kudüsü koruyan büyük gücü başka şekilde parçalamalıdır
milliyetçilik akımları
1. dünya savaşı
sonuç: başarı


şimdi sen özüne dönsen, dümenin farkında olsan,
asıl amacın birilerinin vadedilmiş topraklarına kavuşması olduğunu bilsen
bu sayede senin dikkatinin türlü illüzyonlarla başka taraflara çekildiğini idrak etsen
olur mu?
olmaz
işte bu yüzden televizyonda sana gösterdikleri sahte hayatları, sahte kişilikleri, envai çeşit yozluğu, pisliği, içine çekip batılılaşmalı
sana, buna ihtiyacın var diye sundukları her dalgametrenin peşinden koşmalı
sen sirkteki gösteriye alkış tutarken, çadırın dışında birilerinin evinin ocağının yandığının farkında olmamalı
birgün senin evini yakacaklarını bilmemeli
hatta orda bir evinin olduğunu bile unutmalısın


batı ya hoşgeldiniz, buyrun çağdaşlık diploması:


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.